Uluslararası Nüfus Azalması


Son yıllarda iklim değişikliği ile ilgili endişeler, artan yaşam maliyeti, değişen kariyer öncelikleri, ekonomik düşüş, dijitale kayan yaşam tarzı, vb. durumlar ülkelerdeki doğurganlık oranlarını düşürdü ve gelişmiş ekonomilerde "demografik bir kış" başlattı.

Üstelik gelişmiş ülkelerin önlerindeki bu nüfus sorununu sadece para ile çözmeleri mümkün değil.

Bu yıl Çin, 60 yıllık büyümenin ardından bir ilk olarak nüfus düşüşü yaşayan ülkeler arasına katıldı. TÜİK verilerine göre ise Türkiye'de doğurganlık hızı 2001 yılında 2,38 çocuk iken, 2022 yılında 1,62 çocuğa geriledi. Nüfus seviyesinin korunması için doğurganlık hızının 2,10 olması gerekmekte.

Japonya'dan İtalya'ya, Güney Kore'den Macaristan'a kadar hükümetler, ebeveynlere "bebek ikramiyesi" ödemeleri, vergi teşvikleri ve faizsiz krediler sunmaya kadar birçok şey denediler ancak bu politikalar neredeyse hiç işe yaramadı.

Eleştirmenler bu teşviklerin yetersiz kaldığını, çünkü hükümetlerin, insanları çocuk sahibi olmaktan alıkoyan şeyleri gerçekten ele alamadıklarını savunuyorlar. Eğer varlıklı değilseniz, iyi bir yaşam sürmek ve bir aile kurmak son derece zor ve gelecekte de bunun kolaylaşacağına dair pek bir işaret yok. Peki nasıl bir çözüm bulunabilir?

Çalışan ebeveynler için bir güvenlik ağı sağlayan sosyal refah programlar ve daha geniş ebeveyn izni politikalar bir başlangıç olabilir. Bazı uluslar bunun farkına varmış olabilirler.

Avustralya, ebeveyn izni politikasını Temmuz 2026'dan itibaren 26 haftalık ortak izne genişletiyor ve 2025 yılına kadar, dokuz aydan büyk çocukların Birleşik Krallık'ta yaşayan ebeveynleri, haftada 30 saat ücretsiz çocuk bakımı hakkına sahip olabilecekler.

Sizin bu öngörü hakkındaki düşünceleriniz neler? Yorumlarda buluşalım!